Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
CRUEL
CRUEL

Sevgi Nedir ? S_mod10
Erkek Yay
Maymun
Mesaj Sayısı : 1345
Doğum tarihi : 18/12/80
Yaş : 43
Nerden : istanbul
İş/Hobi : elektrik teknisyeni
İleti : format
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 208
Kayıt tarihi : 28/10/08
http://muradiyeforum.net

Sevgi Nedir ? Empty Sevgi Nedir ?

Cuma Kas. 14, 2008 11:34 am
Sevgi Nedir ? Smsask
Kişi sevdiğiyle olmak ister!. Sevdiğinin hâliyle
hâllenir… Sevgisi kadar, onunla yaşar!. Sevginin ne olduğunu tam olarak
bilemediğimiz için, çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız.
Beğeni” yanında “sahip olma
arzusuyla açığa çıkar!.Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye
sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın…
Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!. Kimi, beğendiğini cebine
sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak
ister; kimi yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına
göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.
Sevmek” ise bundan çok farklıdır…
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!. Yalnızca yanında
olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp,
sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını,
fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile
onun içinde olmak istersin!… Yakınlık bile uzak gelir sana!… Sen
kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!.. Onun bakışıyla
bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya
başlarsın!. Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını
duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!.
Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde
olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!… Bedensel yakınlık bile,
korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh,
tek bir şuur olmayı dilersin!.
Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün
gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o
olmuşun” derler!
Beğenen sahip olmak ister…
Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna!.
Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır!. Ama
sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir
üzerinden “kopamama
sabunuyla!. Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından
kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan
kopamaz!. Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının
üzerinde… Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar…
Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak
seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı
duyguları!. Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı
yoktur!.. Beğeniyi, sevgi sanmıştır!..
Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa “nefret”e döner “beğeni”;
ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam
dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur;
terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı
içinde!..
Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını
yaşamaktadır!. Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine
hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir;
sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş
kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı
tercih etmiştir…
Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı…
Fıtratından gelir sevgi!. Kulluğu sevmek üzeredir!. Onunla, sevmeyi
yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan… O yüzden kopar
anadan-babadan; dünyadan paradan!
Seven, karşılıksız sever!…
Beğenen karşılığını ister!.
Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der
beğenen!.. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne
olduğunu!.. Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi… Karınca gibi
çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar… Ama
pervane gibi sevemez!. atamaz kendini ateşe!.
Sevgi sonunda yanmayı getirir!.. Beğeni ise sonunda kaçmayı!.
Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür!.. Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve “delillik bu” derler…
Beğenme bir tür “hobi”dir!… Bazen ömür boyu sürer, bazen birkaç yıl, bazen bir kaç ay!..
Sevgi bir ömür boyudur!… Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez!. Çoğunlukla karşısındakinden yüzünü göstermesinden gelir sevgi insana!.. Bazen de özünden gösterir yüzünü O!… O zaman onlar için derler ki, “Allah”a aşık oldu!..
Kendine seçtikleri”dir sevenleri bir çehreden!… Özünden sevgiyi yaşayanlardır, “mukarreb”leri!…
Hünerlerini sergilemek için yaratmıştır herşeyi…
Sevmek için yaratmıştır sevilenleri!.
Gözlerinde seyretmek için gözleri olarak yaratmıştır “aşk”ı yaşattıklarını!..
Avam anlamaz ve bilmez bu aşkı!. Bunun aşk olduğunu!..
Oysa gerçek “aşkO’nun ateşine pervane gibi atılıp; varlığını O’nda yitirip; O’nun “Baki”liğini yaşattıklarıdır gerçek “aşık”lar!..
Özel bir fıtratla gelmişlerdir onlar, “aşık” olmak için!.. Yaşamları boyunca bir değer taşımamıştır dünya ve içindekiler!..
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz