Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
YoqS
YoqS

FıkRa (arşiv) 910
Erkek Aslan
Köpek
Mesaj Sayısı : 416
Doğum tarihi : 19/08/82
Yaş : 41
Nerden : İSTANBUL
İş/Hobi : işletmeci
İleti : Kişisel İleti
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09
http://muradiyeforum.net

FıkRa (arşiv) Empty FıkRa (arşiv)

Cuma Şub. 13, 2009 5:30 am
İlk fıkramız: Kaykay
Üç adam ölür ve cennete giderler. Sorgu meleği
birincisine sorar, "Seni cennete yollamadan önce sana bir sorum var:
Karına karşı sadık oldun mu?" Adam yanıtlar; "Evet, asla bir başka
kadına bakmadım." Sorgu meleği, "Şuradaki Rolls-Royce'u görüyor musun?
O senindir. Cennetteyken kullanabilirsin.." Sorgu meleği ikinci adama
da aynı soruyu sorar ve şu cevabı alır; "Bir kez karımı aldattım ama
bunu ona itiraf ettim. Beni bağışladı ve mutlu yuvamızı kurtardık."
Bunun üzerine sorgu meleği, "Şuradaki Mercedes'i görüyor musun?
Cennetteyken onu kullanacaksın.." der ve üçüncü adama da sorar, "Karını
hiç aldattın mı?" Adam yutkunur ve şöyle der; "itiraf edeyim ki;
bulduğum her kıza asıldım ve her fırsatta onlarla yattım, birçoğu ile
beraber oldum. Üzgünüm." Sorgu meleği; "Ehh" der, "Ama temelde iyi bir
adamsın. Şuradaki eski vosvos'u görüyor musun? Cennette onu
kullanacaksın." Bunun üzerine üç adam vedalaşır, arabalarına atlar ve
kendi yollarına giderler. Birkaç hafta sonra ikinci ve üçüncü adam
birlikte gezerlerken barın önünde birinci adamın Rolls-Royce'unu
görürler. Bara girdiklerinde adamın perişan bir halde, etrafındaki boş
şişelerin arasında salya sümük oturduğunu görürler ve şaşırırlar.
"Heyy! ne oldu sana?" der ikinci adam, "Cennettesin, altında bir
Rolls-Royce var, hersey mükemmel ama sen niye bu haldesin?" "Bugün
karımı gördüm!" der birinci adam. Diğerleri; "Aaaa! ne kadar güzel,
peki derdin nedir?" diye sorarlar. Adam içini çekerek konuşur,
"Kaykay'la dolaşıyordu..."
YoqS
YoqS

FıkRa (arşiv) 910
Erkek Aslan
Köpek
Mesaj Sayısı : 416
Doğum tarihi : 19/08/82
Yaş : 41
Nerden : İSTANBUL
İş/Hobi : işletmeci
İleti : Kişisel İleti
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09
http://muradiyeforum.net

FıkRa (arşiv) Empty Geri: FıkRa (arşiv)

Cuma Şub. 13, 2009 5:30 am
İkinci fıkramız: Hangisi
Adamın biri iş müracaatına gitmiş. Bir
grubun önünde görüşmeye almışlar. "Şimdi sana bazı sorularımız olacak
bakalım bilebilecek misin?" demişler; adam da "sorun" demiş. "Yolcu
taşır, karayolunda gider, şoför kullanır bil bakalım bu nedir?" Adam
düşünmüş ve "yolcu otobüsü" demiş. "Tamam doğru ama hangi marka,
Mercedes var, Mitsubishi var di mi? Bilemedin ama sana bir şans daha
vereceğiz" demişler. "Söyle bakalım havada yolcu taşır, pilot kullanır
bu nedir?" Adam hemen cevaplamış "yolcu uçağı"; "Tamam ama" demişler
"Boeing var, Airbus var di mi hangisi?" Bunu da bilemedin deyip iş
görüşmesini bitirip adamı gönderirlerken, adam dönmüş demiş ki "Bir
soru da ben sorabilir miyim?" "Tabi buyur sor bu en doğal hakkın"
demişler. "Kadınların iki bacağı arasında bulunur, üremeye yarar nedir
bu?" demiş. Hemen herkes o malum kelimeyi söylemiş; adam "tamam
bildiniz ama ananınki var ebeninki var di mi hangisi?..."
YoqS
YoqS

FıkRa (arşiv) 910
Erkek Aslan
Köpek
Mesaj Sayısı : 416
Doğum tarihi : 19/08/82
Yaş : 41
Nerden : İSTANBUL
İş/Hobi : işletmeci
İleti : Kişisel İleti
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09
http://muradiyeforum.net

FıkRa (arşiv) Empty Geri: FıkRa (arşiv)

Cuma Şub. 13, 2009 5:31 am
Üçüncü fıkramız: Kurşun
Bir gün hamile bir kadın mağazada alışveriş
yaparken, bir çatışma çıkar ve vurulur. Hemen hastaneye kaldırırlar.
Doktor ameliyat sonrası kadına: "Hanımefendi hayati tehlikeyi
atlattınız. Ancak iki kursunu çıkaramadık. Bunlardan biri doğacak olan
kız çocuğunuza diğeri ise erkek çocuğunuza isabet etmiş. Şimdi
çıkarırsak ölürler. Ancak üzülmeyin ileride bu kurşunları vücutlarından
atarlar. Kadın doğum yapmış. Çocuklar sağlıklı. Aradan yıllar geçmiş.
Kız çocuğu bir gün bahçede oynarken "Anne anne çabuk gel" diye
bağırmış. Annesi telaş içinde "Ne oldu kızım?" diye kosmuş. "Bak anne
vücudumdan bir demir parçası çıktı. Kadın sevinmiş: "Telaşlanma. Doktor
amcan demişti. Bak kurşunu vücudundan attın. Bundan birkaç gün sonra bu
kez erkek çocuk bağırmış. "Anne anne çabuk gel!" Kadın yine telaşla
koşmuş: "Ne oldu oğlum?", "anne, mastürbasyon yaparken kediyi vurdum!"

Dördüncü fıkramız: Hava Durumu
Adamın biri bayağı günah işlemiş.Bir papaza
günah çıkartmaya gitmiş. "Papaz efendi ben çok günah işledim. Mesela
dün komşunun küçük kızı geldi. Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah
işledim." "Allah affeder oğlum".. "Önceki gün de büyük kızı geldi.
Yağmur yağdı şimşek çaktı ben bir günah işledim." "Allah affeder
oğlum".. "Daha önceki gün de komşumun karısı geldi. Yağmur yağdı şimşek
çaktı ben bir günah işledim." Tamam oğlum Allah affeder affeder de, sen
yavaş yavaş gitsen. Hava da bozmaya başladı zaten.
YoqS
YoqS

FıkRa (arşiv) 910
Erkek Aslan
Köpek
Mesaj Sayısı : 416
Doğum tarihi : 19/08/82
Yaş : 41
Nerden : İSTANBUL
İş/Hobi : işletmeci
İleti : Kişisel İleti
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09
http://muradiyeforum.net

FıkRa (arşiv) Empty Geri: FıkRa (arşiv)

Cuma Şub. 13, 2009 5:31 am
Beşinci fıkramız: Delik
Bu dünyada iki samimi arkadaş varmış. Bunların
dünya görüşleri birbirlerine tersmiş. Biri, namazında niyazında, dünya
malında gözü olmadan, içki içmeden, karı kızla yatmadan camiden çıkmaz,
öteki ise onun yapmadığı her şeyi yapar yaptıklarını yapmazmış. Derken
sefahat düşkünü erkenden ölmüş. Aradan yıllar geçtikten sonra sofu olan
da ölmüş. Sofu dogrudan cennete gitmiş. Ağaçlar altında yatıyor yiyor
içiyormuş. Aklına arkadaşı gelmiş. Meleklere sormuş cehennemde oldugunu
isterse ziyaret edebileceğini söylemişler Bu da kalkmıs arkadaşını
ziyarete gitmiş. Bir de ne görsün arkadaşının elinde nadide Fransız
şarabı, koynunda cennette bile bulunmayacak derecede güzel bir kadın.
Sofu hayretle "Bu nasıl iş? Sen dünyada da sefa sürdün burda da
sürüyorsun. Nerede Allah'ın adaleti?" diye sormuş. Arkadaşı derin bir
ah cekerek "bu benim için büyük işkence" diye yanıtlamis. Sofu yeniden
"bu nasıl işkence?" diye sormus. "Sorma.." demiş arkadaşı "bu şişeyi
görüyor musun? Bunun dibi delik"; "Ya o güzel kadın?" diye atılmış
Sofu. Cehennemdeki arkadaşı iç çekerek "Ah, ahhh, Onun da dibinde delik
yok" demiş

Altıncı fıkramız: Amerika
Temel ve Dursun bir gün ellerinde sazla
Amerikaya giderler. Bayağı dolaştıktan sonra yorulurlar ve uyurlar.
Sabah kalktıklarında etraflarında bir sürü kızılderili görürler, çok
korkarlar.. Temel Dursun'a "Dur bunlar hayatta saz görmemiştir, bi saz
çalayım da kaçsınlar" der. Temel'in sazı çalmasıyla kızılderililer
hızla kaçarlar. Dursun "vaay sen bunları sadece bir sazla kaçırdın... o
zaman buranın adı TEKSAZ olsun" der. Ertesi gün uyurlar; uyandıklarında
gene karşılarında kızılderilileri görürler. Bu sefer Temel "dur başka
bi yöntemim var" der ve güçlü bir sesle osurur. Ve adamlar kaçmaya
başlarlar. Dursun da "mademki adamları osurup ta kaçırttın buranın adı
LAZVEGAZ olsun" der. Ertesi gün dolaştıktan sonra tekrar uyurlar; sabah
kalktıklarında etraflarında gene kızılderilileri görürler. Bu sefer
Dursun "bi de ben saz çalayım de korkup kaçsınlar" der. Dursun sazı
çalar ama kızılderililer korkmaz ve sazı Dursun'un ?ötüne sokarlar.
Temel de "ehe...bu sazı senin ?ötüne soktular o zaman buranın adı
ARKANSAZ olsun." der
YoqS
YoqS

FıkRa (arşiv) 910
Erkek Aslan
Köpek
Mesaj Sayısı : 416
Doğum tarihi : 19/08/82
Yaş : 41
Nerden : İSTANBUL
İş/Hobi : işletmeci
İleti : Kişisel İleti
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09
http://muradiyeforum.net

FıkRa (arşiv) Empty Geri: FıkRa (arşiv)

Cuma Şub. 13, 2009 5:32 am
Yedinci ve son fıkramız: Genel Müdür
Bir şirkette genel müdür olarak çalışan bir adam,
eksiksiz bir sağlık kontrolünden geçmek üzere doktora gider. Doktor,
hastaneye yeni bir bilgisayar sistemi aldıklarını ve bu sistem
sayesinde küçük bir idrar tahlili ile "full check up" yapabildiğini
söyler. "Harika" der bizim genel müdür de, "başlayalım öyleyse".
Doktor, adama bir cam kavanoz vererek idrar için tuvalete gönderir.
Bizim adam bir süre sonra, kavanozu dolu olarak geri getirir. Doktor,
kavanozdaki numuneyi bilgisayara bağlı küçük bir konteynere döker.
Bilgisayar ilginç sesler çıkartarak çalışır ve bir süre sonra
yazıcısından uzunca bir döküm alınır. Doktor yazıcıdan gelen çıkışları
uzun süre incelemeye koyulur. Adam dayanamayıp sorar: "N'oldu doktor,
bir terslik mi var?", "Bilgisayarın verdiği sonuçlara göre.." der
doktor; "bir terslik yok, ama tenisten mütevellit sağ bileğinizde bir
kavis oluşmuş". "Yapmayın doktor" der bizim adam, "ben meşgul bir
adamım; ne tenis ne de golf oynarım. Bütün bunları yapacak vaktim yok;
nasıl olur da sağ bileğimde tenis oynamaktan bir kavis oluşur?". Bunun
üzerine doktor, bilgisayarın şimdiye kadar hiç yanılmadığını, asla hata
yapmayacağını söyler ve "ancak" der; "içinizin rahat etmesini
istiyorsaniz, bu steril kavanozu yanınıza alıp eve götürün. Sabah
kalkar kalkmaz da lütfen test için gerekli idrarı yapın. Sonra, doğruca
buraya gelin, sizden ekstra bir ücret almadan testi yineleyelim". Bizim
adam, "tamam" der ve arabasına atlayıp evin yolunu tutar. Bilgisayarın
koyduğu teşhis canını sıktığı icin, bilgisayarlara hiddetlenir. Bütün
dünyayı bu aptal makinelerin ele geçireceğini düşünür ve hiddeti daha
da artar. Eve vardığında, bilgisayarın "aklını başına getirmeye" karar
vermiştir. Arabadan iner inmez, kavanoza biraz idrar yapar ve sonra da;
arabasının kaputunu açıp karterden bir kaç damla motor yağı alıp
kavanozun içine damlatır. Eve girince de olup biteni karısıyla kızına
anlatır. Onlardan da kavanoza bir miktar idrar yapmalarını ister. Onlar
da bizimkinin isteğini yerine getirirler. Ertesi sabah, bizim genel
müdür uyanır uyanmaz eline bir playboy alip bilgisayar için tasarladığı
son hinliği yapmak üzere, kavanozuyla birlikte tuvalete girer. 15
dakika sonra tuvaletten çıktığnda yüzünde mutlu bir gülümseme vardır.
Doğruca hastanenin yolunu tutar. Doktor, kendisini selamlayıp nasıl
olduğunu sorar. Yüzünde hin bir gülümseme ile, "iyiyim doktor, iyiyim"
der bizim adam. Doktor, bir yandan kavanozdaki numuneyi bilgisayarın
konteynerine dökerken; bir yandan da, "formunuzda gözüküyorsunuz bu
sabah" der. Az sonra bilgisayar yeniden tuhaf sesler çıkarmaya başlar.
Birkaç dakika sonra da uzunca bir kağıt çıktısı gelir yazıcıdan.
Doktor, bilgisayardan gelen belgeyi titizlikle incelerken, bizim adam
"bakalım senin bilgisayar bugün ne diyor doktor?" der, sinsi sinsi
gülümseyerek. "Hımm..." der doktor "Bilgisayarımıza göre, arabanızın
yağ değişim zamanı gelmiş, kızınız hamile, karınız da bel soğukluğuna
tutulmuş. Ayrıca, tuvaletlere girerken yanınıza böyle ha bire Playboy
almaya devam ederseniz, bileğinizdeki kavis daha da kötüye gidecek".
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz