Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
BaRaN
BaRaN

Anarşizm Nedir? 1210
Erkek Yay
Yılan
Mesaj Sayısı : 873
Doğum tarihi : 02/12/89
Yaş : 34
Nerden : güneşin doğduğu yer(DOĞUBEYAZIT)
İş/Hobi : cep telefonu
Bilgi : <center><font color="blue"><marquee direction="left" style="background:white">Muradiye Forum Bilgi Paylaşım Platformu</marquee></font></center
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 8
Kayıt tarihi : 20/12/08
http://muradiyeforum.net

Anarşizm Nedir? Empty Anarşizm Nedir?

C.tesi Ocak 10, 2009 12:41 pm
Anarşizm Nedir









PEKİ ANARŞİZM NEDİR?
Nispeten olumlu bir çerçeve içinde insan doğasının özü itibariyle iyi
olduğunu ve insan yaşamında karşılaşılan kötülüklerin temelde insan
üzerindeki kontrolden ve politik baskıdan kaynaklandığını savunan
siyasi akım Esas olarak anarşizm, 19. yüzyıldan önce entelektüel bir
akım olarak ortaya çıkmış, sonrasında da siyasi bir akım haline
bürünmüştür. Toplum içindeki kontrolün ve siyasi baskının ortadan
kaldırılmasını isteyen, devletin ve insana karşı baskı kuran tüm
kurumların (din, gelenekler…) insan için en büyük düşman durumunda
bulunduklarını söyleyen ve bireylerin gereksinimlerini karşılamak ve
ideallerini gerçekleştirmek için kendilerini bir toplum içinde
diledikleri şekilde düzenlemeleri gerektiğini söyleyen siyasi bir
öğretidir. Bu öğretide devlet başta olmak üzere tüm baskı unsurları
reddedilir. Bu yüzendedir ki kiliseyi de dini temsil ettiği ve bireyler
üzerinde zorlayıcı etki bulundurması gerekçesiyle kabul etmemektedir.
Toplumsal kötülüklerin en büyük nedeni devlette aranmaktadır.
Anarşistler ister monarşi, ister parlementer demokrasi, isterse
devrimci diktatör olsun bütün devlet yapılanmalarına karşıdırlar.
Toplumun yukarıdan aşağıya doğru örgütlenmesi yerine, aşağıdan yukarıya
doğru gerçekleşmiş, baskıcı kurumların bulunmadığı gönüllü kooperasyon
sisteminin mevcut olması gerektiği savunulmaktadır. Anarşizmin ortaya
çıktığı dönemi göz atıldığında Avrupa’nın 19. yüzyılda içinde bulunmuş
olduğu karambol havası göze çarpmaktadır. Öyle ki bir yandan ulusal
birlik hareketlerinin hız kazanması, isyanların ve savaşın yaşanması,
işçi sınıfında görülen sosyo-ekonomik koşulların yetersizliği durumu
hakimdi. Yine bu sırada monarşiye karşı parlamenter bir düzeni
benimseme arzusuna kapılan burjuvalar bulunmaktaydı. Burjuvalar işçi
sınıfını 16-18 saat gibi oldukça uzun saatler çalıştırmalarına karşılık
düşük ücretlere madur edilmeleri toplumun o günkü durumunu gözler önüne
sermektedir. Kapitalizmin acımasızlığı işçi sınıfının sömürünün
batağına günbe gün sürüklemektedir. İşte bu noktada devletin,
insanoğlunun tüm mutsuzluklarının kaynağı olarak sunulması anarşistleri
bu mutsuzluk kaynağının yok edilmesinin inancına doğru ***ürmüştür.
Anarşistlere göre halk ayaklanmaları devletin hiçbir kalıntı
bırakmamacasına en dibine dek silip süpürmeli ve bürokrasinin
boyunduruğundan kurtulan insanoğlu Akıl ve Ahlak esasları üzerine
oturtmalıdır ki bu sayede ancak Özgür olabilecektir. Şimdi de anarşist
düşüncenin bilinen 3 çeşidine değinelim. 1- KOLLEKTİVİZM 2- ANARŞİST
KOMİNİZM 3- ANARKO SENDİKALİZM Üçü de Proudhon’un teorisinin bazı
öğelerini içerir. Özellikle federalizmi ve karşılıkçı taraftarlarını
1865’de enternasyonal ile Fransız ****iyonlarını kurmaya iten, işçi
birliğine verilen önemi vurgulamaktadır. Ama Bakunin ve 1860’ların
sonlarındaki kollektivistler, anarşist yaklaşımı gelişen sanayi
toplumuna uyarlamaya çalışarak, bireysel ürünün ya da eşdeğerinin
kullanım hakkı yerine bireysel işçiye verilmek üzere Proudhon’un
bireysel mülkiyet düşüncesi yerine gönüllü kuruluşların mülkiyeti
düşüncesini koydular. 1870’lerin sonlarında Kropotkin ve çevresindeki
anarşist koministler gelişime bir adım daha ileri ***ürdüler. Yerel
komünü ve benzer birlikleri üretim araçlarının muhafızları olarak
benimsemekle kalmayıp ücret sisteminin her biçimine saldırdılar.
Anarşist koministlerle 10 yıl sonra Fransız sendikalarında ortaya çıkan
anarko sendikalistler arasındaki temel fark, anarko sendikalistlerin
hem bir mücadele aracı olarak hem de geleceğin özgür toplumunun
üzerinde inşa edebileceği bir temel olarak devrimci sendikayı
vurgulamasıdır. Tüm bu farklılıklara rağmen anarşistler doğalcı bir
toplum görüşünde birleşirler. Kropotkin’in ve Bakuninin içinde bulunmuş
oldukları anarşist kominizm ile topluma bakışlarında piyasa toplumu
olarak nitelendirdiğimiz liberal anlayışa karşıdırlar. Her iki öğreti
de özgürlük sorunsalı ele almış olsalar da liberallerin her ne olursa
olsun devleti kabul etmeleri noktasında ayrılmaktadırlar. Kapitalizm de
haksızlıkların kaynağını oluşturduğu gerekçesiyle bu iktisadi sistemi
de yadsımaktadırlar. Özellikle dayanışmacı bir anlayış çerçevesinde
anarşist koministlerde, toplumdaki bireylerin ortaklaşa hareket
etmelerini belli bir azınlığın tekelinde olan gücü ve mülkiyeti, tüm
insanlığın hizmetine sunulması gerektiğini savunurlar. Burada
anlaşılması gereken egemenliğin buyruklarına körü körüne uymak
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz