Öncelikle, Erkek misin? Ürkek mi?

Cuma Ocak 02, 2009 6:34 am

Erkekliğine toz kondurmayanlara…

Mahalle kahvesinde birden bire alevlenen tartışmanın ortasında kırbaç
gibi şaklayan “Erkeksen çık dışarıya lan!” meydan okumasındaki
“erkeklik” vurgusuyla belirtilmek istenen anlamı düşündün mü hiç?
Neyedir buradaki vurgu?
Cinsiyete mi?
Cesarete mi?
Yoksa her ikisine birden mi?

Erkeklerin kadınlara göre daha cesur, daha korkusuz, daha yiğit, daha
gözükara olduğunu bir çırpıda, hiçbir duraksamaya ve kuşkuya düşmeden
söyleyebilir misin?
Söyleyemez misin?...

Erkeğin cesareti, fiziksel gücünden mi kaynaklanıyor?
Kadına göre fiziksel yönden güçlü olan erkek, cesaretini bu gücünden mi alıyor?
“Erkeklik”i, fiziksel güç üstünlüğüne dayanan cinsiyet mi, yoksa cesaret mi belirliyor?

Erkek aslan “aslan” da, dişi aslan “aslan” değil mi?
(Ampulün yandı mı?)

Bir insanın cesaretini, korkusuzluğunu, yiğitliğini cinsiyeti
belirlemez. Kalıtımsal özelliklerinin, içinde yaşadığı çevre
faktörleriyle harmanlanmasıyla oluşan kişiliğidir belirleyici olan.
“Erkek Fatma”, “erkek gibi kadın” benzetmeleri az gelişmiş erkek egemen
toplumlarda kadına “erkek payesi” vererek onu takdir etme
şaşkalozluğudur.
Bir insanın “cesur, yiğit, korkusuz, mert” olması için erkek olması
gerekmez. “Cesur, mert ve sözünün sahibi” nice kadın, cinsiyeti erkek
olduğu için “erkek” sayılan nice erkekten daha “erkek”tir!

“Güç” gösterisi erkeklik için ölçü değildir.
Bıyık bırakmak, hiç değildir!…
Tarih, mangalda kül bırakmayan nice erkeği, erkekliğin gereğini yerine
getirme aşamasında karısının eteği altına saklanırken yakalamıştır.
Erkekliği yalnızca cinsiyet düzeyinde algılayan kafa, geri kafadır.
Kadını, “kadın” olduğu için ikinci sınıf insan sayan görüş, şeriatçı, ümmetçi, gerici görüştür. (Şeriatta kadının adı yok!)

İnsanları kadın ve erkek diye iki ayrı kümeye ayırıp “cesareti,
mertliği ve önceliği” erkeklere; “ürkekliği, zayıflığı ve boyun eğmeyi”
kadınlara verenlerden misin?
Sen erkek misin?
Yoksa “er”liğini tren çiğnemiş “kek”lerden misin?

Bir oturuşta sekiz lahmacunu mideye indirebilir misin?
“Acılı Adana” mı seversin?
Bir yetmişliği tek başına devirebilir misin?
Orta ya da şekerli kahve içenleri erkekten saymaz mısın?
Sokakta yürürken tanımadığın güzel bir kadına “Üff, yavrum! Hepsi senin mi?” der misin?
Demez misin?...
Bunlar bizdeki erkekliğin raconudur.

Öküz gibi yiyen, ağzı burnu birbirine karışıncaya kadar içen, kadına
kıza sözlü cinsel tacizde bulunan, yatak hikâyelerini erkek
arkadaşlarına övünçle ve abartarak anlatan erkek, bu âlemin “en erkek”
erkeğidir!
Sen “en erkek”lerden misin?

Futbol maçlarını kontrolsüz duygularla mı izlersin?
Tuttuğun takım için boğazın yırtılırcasına bağırır, hakemin yedi
sülalesinin “homo” olduğunu “cümle aleme” yüksek sesle duyurur musun?
Karşı takım taraftarlarının üzerine döner bıçağıyla yürür müsün?
Sen erkeksin…

Askerlerin cenaze törenlerinde senin gibi “erkek”lerle grup oluşturup
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” sloganı atanlardan mısın?
Toplu gösteri ve protesto yürüyüşü gibi eylemlerle demokratik hakkını
kullanıp tepkisini dile getirenleri, seninle aynı görüşte olmadıkları
için engellemeye kalkar mısın?...
Bu “kendini bilmezleri” köşede teker teker kıstırıp arkadaşlarınla birlikte pataklar mısın?...
Bir kişiye, yedi kişi birleşip saldırdığınızda “Yok öyle!... Burası Türkiye!” der misin?
Sen erkeksin…

Çiçek, böcek belgesellerine ya da adı bile izleyicisinin kimliğini ele
veren “Ihlamurlar Altında” türünden dizilere bakmak yerine, “Kurtlar
Vadisi” gibi “erkek” dizilerini mi izlersin?
Sen erkeksin…

Anarşi, terör, kapkaç gibi toplumsal düzeni sarsan olayların
sorumluları için, “Sallandıracaksın iki kişiyi, bak bir daha oluyor
mu?” diyenlerden misin?
Trafikte sana karşı “yanlış yapan”a, kuyruklarda düzeni bozana, olur
olmaz yerde sana “el kol hareketi çeken”e zulandaki sopanı çıkarıp
yürür müsün?
Sen erkeksin…

Kadına kıza, en bariton ses tonunu kullanarak “Bacım” diye seslenirken, içinden “Ne karı be!” diye geçirir misin?
Kadını “ekserin gelserin gelserin gel etek, saçı uzun aklı kısa” olarak görenlerden misin?
Ya da “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” diye düşünenlerden misin?
Sen “en erkek”sin!

İneceğin yeri, dolmuş şoförüne, “Şoför bey, mümkünse, kavşağı geçince inebilir miyim?” biçiminde bildiriyorsan ürkeksin…
“Kavşakta ineyim ben, koçum!” cümlesini gırtlakta tane tane seslendirip tek tek vurgulayarak patlatıyorsan erkeksin…
Kız arkadaşını çiçeklerle, kitaplarla karşılayıp “Bugün nereye gidelim
istersin?” girişiyle dizginleri ilk baştan ona teslim ediyorsan
ürkeksin…
“Gel seni kebapçıya götüreyim kız… İcabında iki kadeh de parlatırız,
anadın mı…” cümlesinin karşılığını beklemeden onun iki adım önünde
yürümeye başlıyorsan erkeksin…
Demokrasiden, insan haklarından, kadın erkek eşitliğinden söz ediyorsan ürkeksin…
“Yassak hemşerim!... Bitti!..” sözüyle en hızlı suların önüne bent çekebileceğine inanıyorsan erkeksin…

De bakalım şimdi, sen erkek misin, ürkek misin?