Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
cambaz
cambaz

KELOĞLAN VE SİHİRLİ TAŞ 910
Erkek Yengeç
Ejderha
Mesaj Sayısı : 885
Doğum tarihi : 28/06/88
Yaş : 35
Nerden : istanbul
İş/Hobi : elektrik
İleti : ÇEKEMEYEN VARSA ÇANAĞINI GENİŞLETSİN
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 03/11/08
http://muradiyeforum.net

KELOĞLAN VE SİHİRLİ TAŞ Empty KELOĞLAN VE SİHİRLİ TAŞ

Ptsi Ara. 08, 2008 9:22 am

Bir varmış, bir yokmuş. Allah'ın kulu çokmuş. Evvel zaman
içinde bir Keloğlan varmış. İhtiyar ve yoksul annesi, bu
biricik oğlunu "Keloğlum,keleş oğlum" diye severmiş.
Günlerden bir gün Keloğlan annesinden izin alıp balık tutmaya
gitmiş. Belki bir kaç balık yakalarım. Anacığımla pişirir,
yeriz. Aç karnımızı doyururuz" diye düşünüyormuş.


Irmağın kenarına gelip oltasını salmış. Öğleye doğru kocaman
bir balık tutmuş. Pulları gümüş gibi parlak, gözleri cam gibi
aydınlık, güzel mi güzel bir balıkmış bu...
Keloğlan balığın pullarını kazımış, karnını yarıp temizlemek
istemiş. Bir de ne görsün! Balığın karnı içinde kocaman bir
tas durmuyor mu? Keloğlan bir sevinmiş, bir sevinmiş ki
sormayın. "Hem balığı götürürüm anama, hem tası" demiş.


Tası su ile doldurup balığı yıkamak istemiş. Birden
inanılmayacak bir şey olmuş. Tastan boşalttığı sular altın
olarak akıyormuş yere. Keloğlan çok şaşırmış. Bir kaç kere
denemiş, hep altın akıyormuş tastan. "Bu, sihirli bir tas
galiba. Hemen anama haber vereyim" demiş. Evlerine koşmuş.


Sihirli tasa küpler dolusu suyu doldurup doldurup boşaltmış.
Suyu boşalan küplere de altınları biriktirmiş. Artık ülke
hükümdarı bile onun yanında fakir sayılırmış...
Keloğlan günler sonra büyük bir saray yaptırıp oraya taşınmış.
Kendisine hizmetçiler tutmuş. Sevdiği ve istediği her şeyi
alıyor, en güzel yemekleri yiyormuş. Sonunda altınlarının
çokluğu onu şımartmaya başlamış.


Gereksiz masraflara, lüzumsuz harcamalara girişmiş. "Oğlum bu
işin sonu kötü olabilir" diye öğüt vermeye çalışan anasını
bile dinlememiş.

"Sihirli tas elimde, ne istersem yapabilirim..." diyormuş.


Keloğlan'ın böyle kendini beğenmesi, şımarması ve hırsa
kapılması, insanların ona duyduğu sevgiyi azaltmış.

Herkes "Eski hali bundan daha iyiydi. Gözünü hırs bürüdü
Keloğlan'ın" demeye başlamış.


Keloğlan bir gün daha çok altın elde etmek için, sihirli
tasını eline alıp ırmağın kenarına gelmiş. "Suyu tükenecek
değil ya, bir saray da buraya yaptırayım. " demiş. Gurur ve
kibirle tasını suya daldırmış. Kıyıda biriken altınlar hırsını
artırıyormuş. Daha hızlı daha hızlı daldırmaya başlamış tası.
Artık altınlardan başka bir şey düşünmüyormuş. Birden tas
elinden kayıp suya düşmüş. Keloğlan onu tutmak için eğilince
kendisi de ırmağa yuvarlanmış. Yüzme bilmediği için hızla akan
ırmakta nerdeyse boğulacakmış. Binbir güçlükle kenara çıkmış.
Kendisi suda çırpınıp dururken,biriktirdiği altınları da
hırsızlar çalıp götürmüşler.


Artık tası bulmanın da imkanı kalmadığından ağlaya ağlaya
annesinin yanına dönmüş. Başına gelenleri anlatmış. Yaşlı
kadın:

- Üzülme yavrum, demiş. Hay'dan gelen Hû'ya gider. Zaten, sen
o tası alnının teri, elinin emeği ile kazanmamıştın. Üstelik
zenginlik seni iyice şımartmıştı. Böylesi daha iyi oldu. Hiç
olmazsa kendini başkalarından üstün görme hastalığından
kurtulursun."

Keloğlan bu sözlerle teselli bulmuş. Anasına hak vermiş.

O günden sonra da Sihirli Tası bir daha hiç anmamış.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz