Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
abdullah
abdullah

tokatın tarihi 110
Erkek Oğlak
Yılan
Mesaj Sayısı : 56
Doğum tarihi : 01/01/90
Yaş : 34
Nerden : Tokat
İş/Hobi : tezgahtar
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 12/11/08
http://muradiyeforum.net

tokatın tarihi Empty tokatın tarihi

Ptsi Ara. 08, 2008 1:01 am


TOKAT'IN


ESKİ İSİMLERİ














KOMANA


(ANTİK BİZANS)
EVDOKSİA, DOKİA
(ANTİK BİZANS)
DOKAT
(ARAP)
KAH-CUN
(İRAN)
DAR ÜN-NUSRET
(SELÇUK)
SOBARU
(MOĞOL)
DAR ÜN-NASR
(YILDIRIM
BEYAZIT,OSMANLI DEVLETİ)
TOKAT
(OSMANLI VE CUMHURİYET
DÖNEMİ)







Tokat,uygarlıkların merkezi
olan Anadolu' da, zengin doğal
kaynakları, jeostratejik konumu
nedeni ile, beyliklerin,
devletlerin ve imparatorlukların
yaşama ve fetih alanı olmuştur.
Orta karadeniz dağlarından
güneye, Anadolu'nun içlerine
doğru, değişik rakımlarda dizi
dizi yaylalar, ovalar, bağ ve
bahçeler içindeki akarsularıyla,
Dünyada benzeri az olan bu
cennet İlimiz, canlı ve zengin
tarihinin izlerini bugün de
yaşatmaktadır.




tokatın tarihi Tokat%20%2842%29Tokat Merkez olmak üzere,
Zile'den Reşadiye'ye, Erbaa ve
Niksar'dan Artova'ya kadar, ilçe
ve köylere yayılmış sayısız
tarihi varlıklarımızın pek çoğu,
5000 yıldan bu yana istilalar,
savaşlar, depremler ve
tahribatlarla yok olmuş veya
yıkılmışlardır. Yer altında
kalanlar gün ışığına çıkarılmayı
beklerken, günümüze kadar oluşan
pek çok anıt eser de yeterince
korunamamaktadır. Büyük
******'ün "Misak-ı Milli"
diyerek, sınırlarını çizdiği
engin tarihi değerlerini
araştırmak, ortaya çıkarmak,
korumak, yeni kuşaklara ve tüm
dünyaya tanıtmak, kültürümüzün,
yurt sevgimizin bugünü ve
geleceği için milli
görevimizdir.




Büyük Hitit
İmparatorluğu batıdan gelen
Balkan kavimleri önünde dağılıp
güney doğuya göçerken, Balkan
asıllı Frig kavimleri, 500 yıl
sürecek uygarlıklarını Anadoluda
kurmaya başlarlar. Sonraları.
doğudan güçlü Pers, batıdan
Büyük İskender istilası
Anadoluyu baştan sona aşar. M.Ö.
4. yüzyıla geldiğimizde,
bölgenin eski halkı hatti'ler,
Hitit'ler, Hurri'ler Mitanni'ler,
Frig'ler zaman içinde yeni
kavimlerle kaynaşmış, terk
ettikleri kentler üzerine, Pers,
Helenistik ve Pontus kentleri
kurulmaya başlanmıştır. Tokat
ilindeki Kelkit, Yeşilırmak ve
Çekerek nehirleri boyunca kurulu
Hitit ve Frig yerleşim alanları,
M.Ö. 2500-400 arasında, yüksek
düzeyde sanat ve kültür yaşamına
sahip olmuştur.




M.Ö. 6. yüzyıl
ortalarından, 4. yüzyılın sonuna
kadar Pers egemenliğine giren
Anadolu'da Tokat ve çevresini
yöneten güçlü Satrapları M.Ö.
333 de Büyük İskender'in hızlı
ve hırslı istilası ile şaşkına
dönen mağrur Pers kralları
teslim olurken, Anadolu'da
helenistik çağ başlamaktadır.
300 yıl süren ve sanat
etkinliklerinin zirveye çıktığı
bu dönem daha sonra Roma'ya
miras kalacaktır.




M. Ö. 1. yüzyılda
küçük Asya fethine gireşen roma
imparatorları, batıdan
başlayarak, Anadolu'nun iki
önemli yerleşme bölgesi olan,
Kayseri Kapadokya'sı ile kuzeyde
Tokat'ın (COMANA) merkezi olduğu
Pontika Kapadokya'sını ele
geçirirler. Ancak yörede güçlü
bir devlet kuran Pontus kralları
MİTHRİDAT' lar Roma'ya şiddetle
direnmişlerdir. M.Ö. 47 de,
SEZAR orduları ile Zileye gelir.
5 aat süren savaş sonunda Pontus
kralı 2. PHARNAKES'i yener.
"Geldim, gördüm, yendim."
dediği, tarihe mal olan
sözcüklede Zile'deki başarısını
özetler. Tokat (COMANA), Niksar
( NEOCAESAREA), Sulusaray (SEBASTOPOLİS),
Zile(ZELA) M.S. 5. yüzyıla kadar
birer Roma eyalet şehri
olmuşlardır.




4. Yüzyıl sonunda Roma
imparatorluğu yıkılır. Doğuda
devam eden yeni Bizans
imparatorluğu, Roma devlet
düzenine sahip çıkar. Ancak genç
Roma kültür ve sanatını
hiristiyan dini ile yorumlar,
kendine özgü, yepyeni bir
uygarlığı tüm Anadoluya yayar.
1000 yıl gibi uzun süren Bizans
egemenliği, hristiyanlığı
Anadolu'da himaye etmiş,
kurumlaştırmıştır. Tokat ve
Niksar Pontika Kapadokyası'nın
piskoposluk merkezleri olmuştur.




1071 yılına
geldiğimizde, 600 yıldır devam
eden Bizans gücünün, Selçuk ve
Danışment Türkleri karşısında
gerilemeye başladığını
görüyoruz.




11. yüzyıldan 14.
yüzyıl sonuna kadar geçen 300
yıl, Anadolu'da, birçok devletin
kaderini belirleyen, karmaşık ve
amansız mücadelelerle doludur.
Tarihçiler için en bol
kaynağında bu devirde
yaratıldığını görüyoruz.




12. yüzyılda, Bizans
imparatorluğu giderek güçlenen
Türk-İslam devletleri karşısında
çökmeye başlamıştır. Selçuklular
doğu ve orta Anadolu'yu,
Danişment'ler merkezi Sivas ve
Niksar olan kuzey anadolu'nun iç
bölgelerini ele geçirirlerken,
kutsal topraklara ulaşmak
isteyen Haçlı orduları, dört bir
yandan Anadolu'ya çıkarlar.
Bizans, Selçuk, Danişment, Haçlı
çatışmaları derken, arkasından
Moğol akınları silindir gibi
gelerek, Anadolu'ya girerler.
Yöremiz dost ve düşmanın
karıştığı tam bir savaş ve güç
arenasına döner. Bu arada,
Anadolu'da kurulu pek çok küçük
hiristiyan krallık ve beylikleri
de büyüklerin ayakları altında
ölüm-kalım mücadelesi
vermektedirler.




13. yüzyıl sonuna
kadar sürüp giden ve hareketli
dönemde, aynı gün el değiştiren
kentler, yıkılıp yıkılmış, sabah
cami olan yer akşam kilise
ertesi sabah tekrar camiye
dönüştürülmüştür. Ayaklanmalar,
kanlı hanedan ve taht kavgaları,
ihanet ve servet çatışmaları ile
Anadolu'da yer yerinden
oynamıştır.




Bu dönemin en önemli
uygarlığı şüphesiz Selçuk
Türklerinin Anadolu'da yarattığı
hamanist kültür, sanat,
bayındırlık, mimarlık ve
bilimsel çalışmalardır. Tokat
yöresinde hemen yüzyüze
geldiğimiz, özü güzellik ve
sabır olan bu uygarlık,
mücadelerle geçen 2. yüzyıl gibi
kısa zamanda Anadolu'nun her
yanına yayılabilmiştir.




13. Yüzyıl, Acımasız
Moğol Hanları yüzbinlerce
Anadolu insanını kılıçtan
geçirmektedirler.
İslam-Hiristiyan herkesin can
derdine düştüğü bu yıllarda,
yıkılmaya başlayan Selçuklu
hanedanını kurtarma çareleri
arayan "MUİNEDDİN PERVANE'nin
Moğollarla anlaşması, Tokat'tan
devleti 15 yıl akıl almaz
entrikalarla yönetmesi, Sultan
RÜKNEDDİN KILIÇARSLAN'ı boğdurup
yerine GIYASETTİN KEYHÜSREV'i
geçirmesi, mecalsiz Selçuklu
devletinin çöküşü, İlhanlı Hanı
OLCAYTON'un doğu Anadolu'yu
işgali, İran Moğollarının,
ERTANA beylerinin Tokat ve
yöresindeki hakimiyeti, KADI
BURHANETTİN dönemi,
dirayetsizlik, huzursuzluk ve
isyanlar. En önemlisi devletin
güçlü zamanından sin
hristiyanlar tekrar kent, kale
ve köylere dönmektedirler. Ahali
sahipsiz, şaşkın ve korkulu...
Burada Evliya Çelebi'den
aldığımız ve Tokat ile ilgili
HACI BEKTAŞ VELİ'nin kehanetini
verelim.




12. yüzyılda Horasandan
gelip Söğut'te Ertuğrul ve Osman
Bey'e giderken Tokat kalesinin
kafirler tarafından yeniden zapt
olduğunu görür ve sümbüllü
denilen bağda oturarak "İnşallah
yakında yıldırım gibi bir er
çıkıp Tokat'ı fetheder" diye
kehanette bulunur. Sümbül
bağında bir halifesini seccade
sahibi ederek bırakır. O zat
hala "SÜMBÜLLÜ BABA " adıyla
meşhur bir kutup olup orada
gömülüdür.




Hacı Bektaş Veli'nin
kehaneti 175 yıl sonra doğru
çıkar. 1392 de YILDIRIM BEYAZIT
Tokat'ı tüm çevresi ile Osmanlı
birliğine dahil eder. Yükselme
devrinde Selçukluların bıraktığı
yerden başlayan Osmanlılar
Tokat'ı önemli bir ticaret ve
kültür merkezi haline
getirirler. Günümüzde de
kullanılan pek çok tarihi anıt,
üç asır süren bu yükselme
yıllarında yapılmıştır. Sayısız
saray, han, mederese ve
zaviyenin yer aldığı Tokat'ta
başta MOLLA LÜTFİ, İBN-İ KEMAL,
MOLLA HÜSREV gibi alimler olmak
üzere pek çok devlet adamı,
sanatçı, bilim adamı, tarihçi,
bektaşi ve mevlevi alimleri bu
çağlarda yetişmiş, Osmanlı
İmparatorluğunun yükselmesinde
ve birliğinde önemli katkıları
olmuştur.




17. Yüzyılın bitimi ile
beraber gerileyen imparatorluk
döneminde Tokat olumsuz
etkilenmiş, gelişme ve
canlılığını yitirmiştir.




20. Yüzyıl başlarında
Birinci Dünya Savaşının acı
günlerini yaşayan Tokat 1920
Sevr anlaşması ile parçalanmış
Anadolu'dan arta kalan bir avuç
Türk bölgesi içinde kalmıştır.
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz