Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
CRUEL
CRUEL

Başbakan Erdoğan'ı tanıyalım S_mod10
Erkek Yay
Maymun
Mesaj Sayısı : 1345
Doğum tarihi : 18/12/80
Yaş : 43
Nerden : istanbul
İş/Hobi : elektrik teknisyeni
İleti : format
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 208
Kayıt tarihi : 28/10/08
http://muradiyeforum.net

Başbakan Erdoğan'ı tanıyalım Empty Başbakan Erdoğan'ı tanıyalım

C.tesi Ara. 06, 2008 11:16 pm
Başbakan Erdoğan'ı tanıyalım

Erdoğan'ın şaşırtan karnesi

Mehter takımındaydı. Futbol takımındaydı. Münazara takımındaydı. Dersleri zayıf olsa da sosyal yönü tamdı. Bir hocası,

"Çalışkan imam hatipliler birer hacı kızı alıp eve çekilecek. Türkiye'yi siz yöneteceksiniz" dedi.


İstanbul İmam Hatip Lisesi 5-B sınıfının 1970-1971 yıllığında Mehmet Akif'in etrafında kümelenmiş öğrenci fotoğrafları var;

bu fotoğrafların en üstünde de tanıdık bir çehre:

Recep Tayyip Erdoğan...

İşin ilginci bu mizansen, "ampul" şeklinde bir zemin üzerine oturtulmuş. Ertesi yıl 6-B'ye geçen öğrenciler, bu kez kökleri

derin bir ağacın meyveleri gibi yerleşmişler tabloya...

Erdoğan, yine en üstteki meyve pozisyonunda...





(IMG:https://2img.net/r/ihimizer/img72/5088/00216735wy6.jpg) ....Kur'an'dan bütünlemeye


NTV için hazırladığımız "Lider Portreleri"nin Recep Tayyip Erdoğan bölümü için araştırma yapan arkadaşımız Yusuf

Kenan Beysülen'in ulaştığı imam hatip karnesi, Başbakan'ın vasat bir öğrenci olduğunu gösteriyor.

1973'te "iyi" dereceyle mezun olan Erdoğan'ın notları pek parlak değil:

Kur'an-ı Kerim'den ancak bütünlemede geçebilmiş.

Arapçası zayıf; tek ders sınavından 5 alabilmiş.

Tefsir: 6...

Hadis: 7...

Fıkıh: 7...

Dini derslerinin zayıflığına karşın Milli Savunma'sı 8 Erdoğan'ın...

Mezuniyet karnesinde bir tek 10 var: Beden Eğitimi...









(IMG:https://2img.net/r/ihimizer/img72/3365/00216734kk7.jpg) .......Mehter takımında


Dersleri zayıftı ama Erdoğan sosyal bir öğrenciydi. Okulun bütün faaliyetlerinde yer alıyordu.

1972'de yapılan İstanbul liselerarası münazara yarışmasında, İstanbul İmam Hatip Lisesi'ne birinciliği getiren ekipte o da

vardı.

Ayrıca okulun mehter takımında yer alıyor, uzun boylu olduğu için Mehteran'ın önünde sancak taşıyordu.

Bir yandan da İmam Hatip'in futbol takımında top koşturuyordu. Yıllar sonra sahada giydiği şort hatırlatıldığında gülecek ve
"Bu yönden günahkâr olduğumu biliyorum" diyecekti.


Meczuplar ve hizmetkârlar

Velhasıl sınıfta arkadaşları Kur'an hatmederken o, sokakta, hayatın içindeydi.

Belki de yıllar sonra sınıf arkadaşlarına fark atmasının sırrı buradaydı.

Erdoğan'ın sınıf arkadaşlarından Abdurrahman Şen'in, Beysülen'e anlattığı bir anı bunu doğruluyor.

Şen, bir gün Karagümrük stadında hocaları Fevzi Bektaş'la Erdoğan'ın bir maçını izlediklerini anlatıyor. Erdoğan maçta

çok iyi oynuyor. Çıkışta Bektaş, Şen'e Erdoğan'ın dersleri zayıf olduğu halde sahanın en iyilerinden olduğunu belirtip diyor
ki:

"Bugün Kuran-ı Kerim'den, Arapçadan benden 9-10 alanlar, yarın birer hacı kızı alıp kenara çekilecekler.

Bu ülkeye, bugün bu sahalarda top koşturanlar, sizler hizmet vereceksiniz."

Şen şöyle doğruluyor:

"Bugün bakıyorum, hakikaten bizim sınıfta Arapçası, Kuran'ı, meslek dersleri 9-10 olanlar, bugün birer köşeye çekildiler.

Hatta
bir kısmı kendilerini iyice meczuplaştırdı. Ama o günlerde kahveye
kaçan, sinemaya giden, top oynayan, 'Bu ne biçim imam hatipli' diye
eleştirilen öğrenciler, toplumun önünde iş yapan insanlar oldular."




(IMG:https://2img.net/r/ihimizer/img239/3320/00216736bb8.jpg)


Siyasete komşusu soktu


Dün,
tek başına iktidar olamazsa siyaseti bırakacağını açıklayan Erdoğan,
siyasete 33 yıl önce bir komşusunun önayak olması sonucu girmişti.

1973'te
İmam Hatip'i bitirmiş, ertesi yıl İstanbul İktisadi Ticari İlimler
Akademisi'ne başlamıştı. O yıl, futbol sayesinde iş de bulmuştu.

Oynamakta
olduğu Camialtı futbol takımından 1. Amatör Küme takımlarından İETT'ye
transfer olunca İETT Altıntepe Müdürlüğü'nde işçi olarak işe alınmıştı.


Milli Selamet Partisi'nin meydanlara çıktığı yıllardı. Komşusu,
hemşerisi, arkadaşı Nuri Avcı, MSP Gençlik Kolları Başkanı'ydı. Onu bir
parti toplantısına götürdü. Sonra da partiye üye olmasını teklif etti.
Ama Erdoğan'ın babası koyu AP'liydi. Böyle bir şeye asla izin vermezdi.


Erdoğan, "Üye olurum ama gizli kalsın, babam duymasın" dedi. Böylece, gizlice MSP'ye üye oldu.
Çok
kısa zamanda girişkenliği sayesinde MSP'nin Beyoğlu Gençlik Kolları
Başkanı olacak, bir yıl sonra da İstanbul İl Gençlik Kolları
Başkanlığı'na terfi edecekti.


Sistem ve Erdoğan...

Erdoğan'ın yükselişinde sistemin payı var mı?

Kariyerinin
değişik aşamalarına dikkatlice bakıldığında anlaşılıyor ki, istemeden
de olsa aslen ona muhalif olan siyasal sistem, bu yükselişe omuz
vermiş.

Hatırlatalım:

1
2
Eylül geldiğinde Erdoğan İETT'de çalışıyordu. Emine Hanım'la
evlenmişti. İki çocuk babası olmuştu. Erbakan'ın gözdeleri arasına
girmişti. MSP'nin Gençlik Kolları Başkanı idi.

Dönemin Sebil dergisi, onu "İslamcı gençliğin gerçek liderlerinden" diye tanımlıyordu.

12 Eylül'de askerle ilk kez karşılaştı. İETT'nin başına bir komando albay gelince kendi deyimiyle "farklı bir hava esti.

O
hava kendisine uymadı" ve istifasını verip ayrıldı. Daha 70'lerin
sonunda İslamcı hareket tamamen ortadan çekilmişe benziyordu. Sonra ne
oldu da birden palazlandı?



Erdoğan'ı
yıllardır izleyen araştırmacı Ruşen Çakır'ın buna dair önemli bir
gözlemi var: "12 Eylül'de ülkücü ve devrimci gençler hapislere
dolduruldu. Gençlik boşta kaldı ve burayı büyük ölçüde İslamcılar
doldurdu. Eğer onlar da o dönem ülkücüler ve devrimciler kadar telef
olsalardı, belki bugün AKP'nin tek başına iktidarına kadar gelen süreç
yaşanmazdı."

Ateşten gömlek

Erdoğan askerliğini yapıp döndüğünde ANAP kurulmuş, eski MSP'liler orada saf tutmuştu.

Yeni
kurulan Refah Partisi adam bulamıyordu. Bu çalışma için görüştüğümüz
Çakır'a göre, burada da kritik bir karar verdi. "Ateşten gömlek giydi"
ve herkes Özal'ın peşine takılırken, -hatta söylenti doğruysa Özal
kendisine özel kalem müdürlüğünü teklif etmişken- Erbakan'ı ve onun
yeni partisi Refah'ı tercih etti.

Orada, çok daha hızlı sivrildi.

Henüz 31 yaşında, Türkiye'nin en büyük kentinde il başkanı olmuştu.

Bir süre sonra da milletvekili adayı olacaktı.



Sistemin hediyesi

Ruşen
Çakır'a göre, Erdoğan'ın siyasal kariyerinde sistemden aldığı bir
"büyük hediye" daha var: Şiir okuma nedeniyle gelen hapislik...

"Bu..." diyor Çakır, "...Erdoğan'a sistemin bir hediyesidir. Onu batırmak isterken tam tersine çıkardılar.

Refahyol'un 28 Şubat deneyimi ile Erbakan ve kurmaylarının kötü sınav verişi de o döneme denk gelince Erdoğan'ın önü açıldı."

Tabii
"hediyeler" ve tesadüflerle bireysel yeteneğin kesiştiği bu öyküye
Erdoğan'ın baştan beri yanından ayırmadığı ekibini, Albayrak'ların
finans imkânlarını, MÜSİAD çevrelerinin verdiği desteği de katıyor
Çakır...

O destekler arasına son dönemeçte ABD de katılınca 60'ların imam hatip lisesi öğrencisinden 2000'lerin Başbakanı çıkıyor.


Can Dündar/Milliyet
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz