Muradiye Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
BaRaN
BaRaN

Güneşe secde eden halk! ''yezidiler'' 1210
Erkek Yay
Yılan
Mesaj Sayısı : 873
Doğum tarihi : 02/12/89
Yaş : 34
Nerden : güneşin doğduğu yer(DOĞUBEYAZIT)
İş/Hobi : cep telefonu
Bilgi : <center><font color="blue"><marquee direction="left" style="background:white">Muradiye Forum Bilgi Paylaşım Platformu</marquee></font></center
Rep Gücü : 0
Rep Puan : 8
Kayıt tarihi : 20/12/08
http://muradiyeforum.net

Güneşe secde eden halk! ''yezidiler'' Empty Güneşe secde eden halk! ''yezidiler''

C.tesi Ocak 10, 2009 1:12 pm
LALEŞ (19.04.2006)-
Bugün Ezidilik inancında önemli bir yere sahip olan Çarşema Sor
Bayramı... Başta Kürdistan olmak üzere, dünyanın dört bir yanındaki
Ezîdîler, bu amaçla çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyor. Ezidi
Kürtler, kutsal mekanlarının bulunduğu Güney Kürdistan'ın Şengal
Dağı'na çıkarak, "Çarşemba Sor"u kutluyor.

Tarih boyunca çok ağır baskılara maruz kaldılar. Yine de mütevazılar...
“Üzerimizden 72 katliam geçti” diye özetliyorlar yaşadıkları toplumsal
trajedileri. Ve bütün katliamlardan çıkıp gelmelerini sağlayan gücün,
güneş olduğuna inanıyorlar. Bu yüzden ibadetlerini güneşe dönerek
gerçekleştiriyorlar. Güneş ne taraftaysa, o tarafa secde ediyorlar.
Namazlarını, güneşe secde ederek kılıyorlar yani...

Onlar, Laleşli Êzidîler... Güney Kürdistan’da Dohuq ile Akre yolu
üzerindeki Eşivne köyüne yaklaşık altı kilometre uzaklıktaki Laleş’de
kutsal mabetleri bulunan bu Êzidîler, hem inançları, hem siyasal
yaklaşımları, hem de demokrasi anlayışlarıyla oldukça ilginç özellikler
taşıyor. Laleş’in sivil liderliğine bağlı Şêx Berekât’a göre bütün
katliamlara rağmen onları koruyan şey, güneşe duydukları inançtı.
“Unutmayın ki” diyor Şêx Berekât, “Güneşin nuruyla yeşilleniyor dünya.
Güneş olmazsa her şey anlamsızlaşır. Biz güneşe secde ederek kazandık
ve bu günlere kadar gelebildik.”

Biz de, güneşe secde eden halkı görebilmenin en iyi yolunun Laleş’e
gitmek olduğunu öğrendiğimizden beri burayı ziyaret etmek için hep bir
fırsat yakalamaya çalıştık. Ve sonunda Dohuq üzerinden Laleş’e gitmek
üzere yola çıktık. Dohuq’un çıkışından Laleş’e gidebilmek için iki yol
çıkar. Bunlardan biri Baadre Êzidî köyü üzerinden, diğeri de Etroş
mıntıkasından gitmektir. Baadre üzerinden Dohuq’un 38 kilometre
doğusuna düşüyor Laleş...

BÜTÜN ÊZİDÎLERİN KUTSAL MABEDİ: LALEŞ

Güney Kürdistan’daki Êzidîler, Şıngal mıntıkasından sonra en çok bu
bölgede yaşıyorlar. Şêxan, Baadre, Behşika gibi Êzidî yerleşim
yerlerinin yanı sıra Dohuq’un batısına düşen Xanke, Zaxo’ya bağlı
Derebûn köylerinde de Êzidî yerleşim yerleri bulunuyor. Fakat Laleş,
sadece Güney Kürdistanlı Êzidîler için değil, bütün dünyadaki Êzidîler
için çok özel bir yere sahip. Dünyanın her yerinden Êzidîler, Laleşi
ziyaret ederek buradaki ruhani önderliklere hizmet ediyorlar.

Genellikle katı kuralları ve dini tabularıyla bilinen Êzidî inancının,
Güney Kürdistan’da farklı yorumları bulunuyor. Behdinan bölgesindeki
Êzidîler daha çok katı, kalıpçı ve geri yaşam ilişkileriyle bilinirken,
Şingal ve Musul çevresindeki Êzidîler ileri yaşam biçimleri ve dine
demokratik yaklaşımlarıyla tanınıyorlar. Ortak mabet Laleş ise hiç bir
fark gözetilmeksizin bütün Êzidîlerin kabul edildiği yerdir.

Heyecan dolu duygularla yaklaşıyoruz Laleş’e. Çünkü yabancılara kapalı
olduğu, aynı inancı paylaşmayanların her yerini göremediği söylenen,
ama aynı zamanda Kürt ulusal renklerini de temsil eden bir dinin kutsal
mabedini ilk defa böylesine açık ve yakından görmeyi amaçlıyoruz.
Kafamızda bize nasıl yaklaşacakları sorusuyla, uzaktan yeşil zeytin
ağaçlarının göründüğü dar bir vadi ağzında duruyoruz. Üzerinde
“Parezgeha Laleş” yazılı tabeladaki yukarıyı gösteren ok işaretini
takip ediyoruz. Yol boyunca dizilmiş araçlar, ziyaretçilerin çokluğunu
anlatıyor bize. Buradan sonrası yürüme yolu...

Etraftaki zeytin bahçelerinde hummalı bir çalışma var. Her yer
insanlarla dolu. Artık Laleş’deyiz. Fakat bir inancın mabedini gezmek
kolay iş değil. O inancı, inancın kurallarını tanıyan bir rehbere
ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Ve rehberimizle birlikte, herkes gibi
kapısına dayanıyoruz Laleş’in...

İlk dikkat çekici şey, herkesin yalınayak olmasıydı. Kapıdaki
peşmergeye soruyoruz. Bu uygulama, dini bir kurala dayanıyormuş.
Êzidîlerin kutsal mekanı olan Laleş’de temizliği sağlamak için böyle
dolaşmak zorunluymuş. Ve uzaktan geliyor olmamız işe yarıyor,
ayakkabılarımızı kulübesine koymamıza izin veriyor peşmerge. Ve çıplak
ayakla kapısından içeri adımımızı attığımız yer, işte Laleş. Biz de
hacı mı olacaktık bilmiyoruz ama, burası Êzidîler için kutsal hac
yeriydi ve biz de burayı tawaf etmeye gelmiştik. Tıpkı Cegerxwîn”in
dediği gibi:
“Naçime tewafa berê reş, Heta neçime Laleş...”

“MÜSLÜMAN MEKKESİ, HRİSTİYAN VATİKANI, ÊZİDÎ LALEŞİ”

Kürtlerin ulusal renklerini taşıyan tek ibadet yeridir Laleş. Laleş’in
içinde herkes din kardeşidir. Onun için kimse kimsenin ismini sormuyor.
Baharın gelişi, ziyaretçi sayısını artırmış doğal olarak. Her renkten,
her sınıftan, her sosyal statüden Êzidîler... Laleş Êzidîlerin
Vatikan'ı gibidir çünkü. Kendi içinde bağımsız ve bölgede özerk bir
yapıya sahip olduğu her halinden belli oluyor Laleş’in. Êzidîlerin
Mirleri ve Şêxlerinin yanı sıra Feqîr, Kewwal, Pîr, Kuçek, Mürid gibi
Êzidî din adamları bulunuyor Laleş’de. Bu din adamlarının bazıları
değişik renklerde giyinseler de, giysilerin hakim tonu beyaz. Baharla
birlikte, en güzel giysileriyle hazır bulunuyorlar burada.

Çünkü Êzidîlerin birkaç dini bayramı bulunuyor. Nisan, Ekim ve Aralık
aylarında kutlanıyor bu bayramlar. Fakat baharın gelişi, Newroz ve
Nisan’ın ilk Çarşamba gününe rasgelen Êzidî bayramı, başlangıç
sayılıyor. Bayramlar, çeşitli ibadet türlerinin yoğunlaştığı
dönemlerdir. Oruç tutuluyor, namaz kılınıyor, zekat veriliyor bu
bayramlarda. Laleş, bu bayramların başlangıcını oluşturan, bir anlamda
bayramların startını veren, düzenleyen ve yürütücü güç konumunda
bulunan Şêx Hadî’nin mezarına ev sahipliği yaptığı için, Êzidîlerin
gözünde ayrı bir yere sahip bulunuyor. Bu yüzden Êzidîlerce daha fazla
kutsanıyor, her tarafı; taşı, toprağı, kapıları, bezleri öpülerek saygı
gösteriliyor.

LALEŞİN KALBİ, BABE ŞÊX’İN DİVANINDA ATIYOR

Laleş’in olağanüstü büyüsü içinde bize bunları anlatan rehberimiz,
Laleş’in en üst mertebeye sahip dini yetkilisiyle görüşmek ve kutsal
yerlerini; yani mezarlarını, ibadet yerlerini fotoğraflamak
istediğimizi söylediğimizde hemen duruyor. En üst ruhani liderin
statüsü Babe Şêx’tir. Fakat ismi bilinmez. Babe Şêx’in ismini zikretmek
ise Êzidîlerce günah sayılıyor. Yine de randevu talebiyle dergaha
yöneliyoruz. Şêx Hadi’nin mezarına doğru giden avlunun kapısında
duruyoruz. Rehber, kapı eşiğine basmanın günah olduğunu konusunda da
uyarıyor bizi. Beba Şêx’in dergah kapısında bizden önce gelmiş
gazeteciler de vardı fakat, ANF’den geldiğimizi öğrenen Babe Şêx, bizi
de şaşırttı ve öncelik veriyor bize.

Babe Şêx’in divanında, hep aynı giysiler içinde onlarca dini görevli
hazırda bekliyorlar. Bazıları divanda oturuyor. Babe Şêx, Êzidîlerin
ruhani lideri ve Laleş’in sorumluluğunu yürüten en büyük ruhani lider
olarak görev yapıyor. Babe Şex için özel olarak yapılmış oturma
divanının kutsal olduğu varsayılıyor ve elbette ondan başkasının
oturmasına izin verilmiyor. Bizim için kurulan divana yakın bir yere
oturarak başladığımız söyleşide önce Babe Şêx, Kürtler arasında
ayrımcılık yapmadıklarını, kendilerini tanıyan ve ulusal dinlerine
saygı duyan herkesi sevdiklerini söyleyerek başlıyor söze. Êzidî
dininin bugünlere gelebilmek için ne kadar çok bedeller ödendiğini
belirten Babe Şêx, buna rağmen dinlerini koruyabilmelerinde Şaleşin
merkezi bir rolü olduğunu anlatıyor.

Babe Şêx’in anlattığına göre Laleş, Êzidî dininin en kutsal yeridir.
Tıpkı Müslümanların Mekke’si gibi... Laleş’de yüzlerce dini görevli
bulunuyor. 30 ile 40 arasında da Êzidî köylerinden imece usulü gelenler
ise Laleş’in; temizlik, yemek ve teknik düzenlemelerden oluşan günlük
işlerini yürütüyorlar. Asla evlenmeyen, kendilerini Êzidî dinine ve
Laleş’e adamış olan iki de rahip var Laleş’de. Müslümanların Cuma’sı
gibi, Laleş’de de çarşambalar mübarek gün sayılıyor. Babe Şêx, Laleş’de
doğayı koruduklarını, bunun için aldıkları önlemler çerçevesinde yaş
ağaç kesiminin yasaklandığını söylüyor.

BEREKETİN TOHUMU LALEŞ’TE ATILIYOR

Baharla birlikte Êzidîler, ilk sütlerini, yoğurtlarını Laleş’e
getirerek halka ve din görevlilerine dağıtıyorlar. Böylece ürünlerin
helal ve bereketli olacağına inanıyorlar. Babe Şê’den öğrendiğimize
göre, sivil liderlik ve ruhani liderlik olmak üzere Êzidîlikte ikili
yönetim bulunuyor. Bu çerçevede ruhani liderliği, Babe Şêx, Kewwal ve
Feqi gibi makamlar temsil ederken, Mirler de dünya işleriyle uğraşan
sivil liderliği temsil ediyor. Bu makamlar, bir devletin hükümeti gibi
işliyor ve her makamın yardımcıları, vezirleri bulunuyor.

Laleş’deki Êzidîlerin en çok yakındıkları konu ise, başka dinlere
mensup insanların kendilerine yaklaşımları... Babe Şêx, kendilerinin
bütün dinlere saygılı olduğunu, ancak kendi dinlerine de saygı
gösterilmesini beklediklerini vurguluyor. “Kestiğimiz hayvanın etini
yemiyorlar. Çarşıda, pazarda Êzidî yoğurdunu, peynirini satın almaktan
çekiniyorlar” diyen Babe Şêx, şöyle devam ediyor: “Onlar da Kürt bizde
Kürdüz. Ne farkımız var? Biz Saddam döneminde dinimizden vazgeçmedik.
Koruduk. Şimdi de koruyacağız.”

Öte yandan babe Şêx, Êzidîlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerdeki
yönetimlerde de söz haklarının olmasını istiyor. Ona göre bu bölgelerde
halkın kendi yöneticisini seçmesi ve bu yöneticiler tarafından idarenin
yürütülmesi gerekiyor. Saddam döneminde Kürtleri öldüren, koruculuk
yapan, ancak belli aşiretlere yakınlığı nedeniyle yönetime
getirilenlerden de yakınan Babe Şêx, bazı Êzidî grupların Irak
yönetiminde yer alması için Kürtler tarafından Arap asıllı gibi
gösterilmelerine de tepki gösteriyor. Buradaki suçun Kürtlere ait
olduğunu belirten Babe Şêx, şunları söylüyor: “Eğer sen gereken değeri
vermezsen, insanlar başka tarafa kayar. Êzidîler gururlu insanlardır.
Bütün Kürt devrimlerinde rol aldılar. Savaştılar. Ama farklı muamele
gören Êzidîler de başka arayışlara giriyorlar. Ben bunu yetkililere de
söyledim ama çözüm bulunamadı.” Babe Şêx, Güney Kürdistan hükümeti
hakkında konuşmaktan da özellikle kaçınıyor.

Laleş’in kutsal yerlerini gezip fotoğraflamak için Babe Şêx’den
aldığımız özel izin ve yanımıza verilen rehberle ayrılıyoruz makamdan.
Vedalaşma sırasında da Babe Şêx’in, kucağında bir çocukla gelen kadına
dua edişini izleme fırsatı buluyoruz. Kutsal sayılan sarı-kırmızı-yeşil
bir ipin çocuğun boynuna asılması şeklindeki bir ritüelle yapılıyordu
dua.

KESK Û SOR Û ZER, LALEŞLİLER İÇİN DE KUTSAL RENKLER

Dolaştığımız mekanlardan Şêx Hadi ibadet yeri, rengarenk bezlerle
donatılmış. Kesk û sor û zer ile örtülmüş Şêx Hadi’nin mezarının üzeri.
Kutsal mekanların birçoğunda dini törenler ve dualar ediliyor. Her
kutsal yerin ziyaretçisi, önce kapıda bekleyen dini görevliye para
vermek zorunda. Böylece Laleş’i dolaşabiliyorsunuz. Laleş’in zemzem
suyunu, çocukların vaftiz edilen beyaz suyu, Laleş’in aydınlatılmasını
sağlayan zeytinyağından yapılma ışıkları, Bu yağların saklandığı
depoları, dini törenleri, binbir renk giysileriyle ziyaretçi Laleşli
kadınları görebilirsiniz...

Öte yandan güneşi temsil eden ve ismini güneşten alan Şêx Şems’in
mezarını... Bu mezarı bekleyen Şêx Şems’in sülalesinden Vezir Şêx
Berekat’tan, burada Êzidî dini inancını temsil eden simgeler olduğunu
öğreniyoruz.

Ayrıca duvarları süsleyen fotoğrafların, Êzidîlik uğruna şehit olan Şêx
sülalesinden insanlara ait olduğunu öğreniyoruz. Ayrıca Şêx Şems’in
mezarının mezarının içinde bulunduğu mağaraya benzer yerin, Şêxri cin,
(Mîre Cina-Cinlerin Miri) olduğunu söylüyor Şex Berekat. Ona göre
burada cinler var. Cin bulaşmış hastalar buraya atılarak tedavi
ediliyor.

“GÜNEŞİN NURUYLA YEŞİLLENİYOR DÜNYA...”

Êzidîlerdeki sivil liderliğe bağlı Mir Tehsin Beyin yanında yer alıyor
Vezir Şex Berekat. Hayır ve şerrin, Mir’in elinde olduğunu anlatıyor.
Ve Şêx Berekat anlatıyor bize, güneşin neden Êzidîlikte bu kadar önemli
olduğunu:

“Bizlere çok baskı yapıldı. Üzerimizde 72 katliam yapıldı. Bizi koruyan
en büyük güç, güneşe duyduğumuz inançtı. Ve güneşe bu inancımızdan
hiçbir zaman vazgeçmedik. Onun için güneş ne tarafta olursa olsun, ona
dönerek namaza durur, ibadet ederiz. Unutmayın ki, güneş olmazsa her
şey anlamsızlaşır. Güneş olmazsa yaşam olmaz. Kim güneşsiz yasayabilir
ki? Biz güneşe secde ederek kazandık ve bugünlere gelebildik. Çünkü
güneşin nuruyla dünya yeşilleniyor, yaşam düzenleniyor. Dünya güneşle
aydınlanıyor. Onun için güneş ve ateş bizde çok önemlidir. Biz Kürt
Êzidîleriyiz. Bizde güneşe secde etmeyenlerin imanı eksik olarak
değerlendirilir. Biz de Laleş’de güneşe secde ediyoruz. Güneşsiz
kalmayın..”
YoqS
YoqS

Güneşe secde eden halk! ''yezidiler'' 910
Erkek Aslan
Köpek
Mesaj Sayısı : 416
Doğum tarihi : 19/08/82
Yaş : 41
Nerden : İSTANBUL
İş/Hobi : işletmeci
İleti : Kişisel İleti
Bilgi :
Muradiye Forum Bilgi Paylaşım PlatformuRep Gücü : 0
Rep Puan : 0
Kayıt tarihi : 06/01/09
http://muradiyeforum.net

Güneşe secde eden halk! ''yezidiler'' Empty Geri: Güneşe secde eden halk! ''yezidiler''

Paz Ocak 11, 2009 5:03 am
güzel paylaşım teşekurler
Sayfa başına dön
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz